11 duayen hukukçudan ‘İnfaz düzenlemesi’ne itiraz



Hukukçular, TBMM’de kabul edilen İnfaz Yasası’nın, şekil ve öz bakımından Anayasa’nın hukuk devleti ve eşitlik ilkelerine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu ortak bir bildiriyle açıkladı.
Bildiride, yasaya itirazın görüşüldüğü Anayasa Mahkemesine çağrıda bulunuldu:

“Yasa, infazda eşitliği gözetmedi”

  1. Salgın nedeniyle cezaevlerinin boşaltılması söylemiyle iktidar partileri tarafından gündeme sokulan af tartışmaları, TBMM’ye sunulan kanun teklifiyle somutlaşmış, iktidar partilerinin talep ve programları doğrultusunda kabul edilerek “torba kanun” biçiminde yasalaşmış ve yürürlüğe girmiştir.
  1. Bu Kanunun gerek hazırlık gerekse yasalaşma safhasında muhalefetin, yargıç, savcı ve baroların, sivil toplum kuruluşlarının, uzman akademisyenlerin talep ve itirazları dikkate alınmamış, toplumun tüm bireylerinin özgürlük, güvenlik ve adaletin tesisi yönündeki meşru talep ve beklentileri karşılanmamış, kamu vicdanı yaralanmıştır.
  1. “İnfaz sisteminde mahkûmların denetimli serbestlik veya şartlı tahliye imkânlarından yararlanmasının kolaylaştırılmasının yanında, geçici düzenlemelerle de özel af mahiyetinde düzenlemeleri barındıran bu yasada belirli bazı suçların yanında, muğlak terör örgütü üyeliği, yardım ve propaganda suçlamaları gerekçesiyle, gerçekte düşünce açıklamaları, kolektif özgürlük eylemleri veya basın faaliyetleri nedeniyle yargılanıp mahkûm edilen kişilerin başta ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı olmak üzere anayasal hakları yok sayılmıştır.
  1. “Suçluluğu sabit olmayan tutukluların yasa kapsamı dışında bırakılmasıyla, gerekli adalet duyarlılığı gösterilmemiş, eşitlik kriteri bu açıdan da gözetilmemiştir. Yasa’nın geçici 9/5 maddesinde de yıl sonuna kadar yapılabilecek tahliyelerin tutukluları kapsamaması “eksiklik” ve eşitsizlik vurgusunu artırmaktadır.
  1. “Çıkarılan yasa, infazda eşitliği gözetmemiştir. Aynı cezayı alan iki hükümlüden biri, suçunun türü nedeniyle infaz yasasındaki koşullu salıverme ve denetimli serbestlikten yararlanıp tahliye olurken, başka bir gruptaki hükümlü cezasını çekecektir ki, bu durum Anayasa’nın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesine, 2. Maddedeki hukuk devleti ilkesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. Maddesine aykırıdır.
  1. İktidar (Meclis çoğunluğu) elbette infaz rejiminde değişiklikler yapabilir, suç ve cezalarla ilgili tasarruflarda bulunabilir, istisnai durumda Meclisin 3/5 çoğunluğunun rızasıyla af da çıkarabilir. Ancak bunun sınırı, adil bir ölçünün göz ardı edilmemesi, eşitliğin bozulmaması ve temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulmamasıdır.
  1. Çıkarılacak yasanın öngörülebilir ve anlaşılabilir olması, sadece bir grubun, dünya görüşünün yahut sınıfın çıkarını değil, tüm farklılığıyla değerli, eşit özgürlük sahibi ve egemenliğin kaynağı Milletin tüm fertlerinin ortak iyiliğini ifade eden “kamu” yararını gözetmesi gerekir.
  1. Devletin af yetkisinin hakkaniyetli ve toplumsal adalet duygusuna uygun olabilmesi için öncelikli olarak devlet tüzel kişiliğine karşı işlenen suçları af ve benzeri infaz kolaylığının kapsamına almak gerekirken, tersi yönde tutum alınmak suretiyle, atıfet ayrımcılığa, dışlanmaya ve siyasal muhalefetin kriminalize edilmesi imkânına dönüştürülmüştür.
  1. Her şeye rağmen bir anayasal devlet olarak Türkiye’de Anayasa’nın eşitlik, hukuk devleti ve insan haklarına saygı ilkelerinin bağlayıcı olduğunu, bu ilkelerin toplumsal barışın da harcı niteliğinde bulunduğunu hatırlatıyoruz.
  1. Bu yaklaşımın ülkemizdeki siyasal yarılmayı derinleştireceğine, şu günlerde en büyük ihtiyacımız olan toplumsal barışımıza zarar vereceğine inanıyoruz.

AKP VE MHP TARAFINDAN YASALAŞTIRILDI


AKP ve MHP’nin ortaklaşa hazırladığı ‘İnfaz Kanun Teklifi’, 13 Nisan’da TBMM’de kabul edildi. Oylama elektronik açık oylama ile yapıldı. Teklif, 330 oyun kullandığı oylamada teklif 279 evet, 51 ret oyuyla kabul edilerek yasalaştı. HDP, CHP, İYİ Parti’nin teklifin tümü üzerindeki açık oylama talebi reddedildi.
Düzenlemeyle, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar yirmi dört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkum edilmiş olanlar cezalarının yarısını infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilmesi sağlandı.
“Terör suçları” ve MİT kanununa ve devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar kapsam dışı bırakıldı. Böylece pek çok mahkumun cezaevinden çıkmasını sağlayan bu kanundan, gazeteciler yararlanamadı.
Teklif, muhalefet partileri, insan hakkı örgütleri ve demokrasi güçleri tarafından ayrımcı olmakla eleştirilmişti.

Comments

Popular posts from this blog

Akdenizde,Evde,Sokaktak Tacize Tecavüze Son

Katar ile Türkiye ( İş birliği ) Mesaji

Türkiye'nin Libya'yı işgalinin nedenleri